Akdeniz’in gizli koylarından başlayan ve özgürlüğe devam eden bir mavi yolculuk. Hayalinizdeki mavi turu ve tekne tatilini gelin birlikte tasarlayalım.
Şair & Ressam Bedri Rahmi Eyüboğlu 70’lerde çıktığı mavi yolculukta, büyük bir taşın üzerine çizdiği balık tasvirinde gizlediği 6 farklı figür gibi, Göcek koy ve adalarında gizlenmiş tarihin izlerini mavinin her tonunda, yeşilin en derininde keşif etmeye başlıyoruz.
Hamam Koyu’nda Kleopatra sizi karşılıyor, bir bölümü sular altında kalmış Bizans Manastırı kalıntılarını seabob ayrıcalığı ile keşif ediyoruz.
Tarih tutkunları için mutlaka görülmesi gereken Yavansu’dan yarım saatlik bir yürüyüşle Lydae antik kentine ulaşıyoruz.
Göcek Körfezi’nde su sporlarının keyfini çıkarabilir, Dalyan’da Caretta Caretta kaplumbağalarının yumurta bıraktığı İztuzu Plajı’nda yüzebilir. Nehir tekneleriyle Antik Kaunos şehrini ziyaret edebilirsiniz.
Sazlıklarla çevrili bu nehirde çamur banyosunda eğlenceli dakikalar yaşadıktan sonra teknenizde macera dolu günün yorgunluğunu atabilirsiniz.
Önemli turistik merkezlerimizden biri olan Marmaris, büyük bir yat limanına sahiptir. Eski şehir merkezi ve kalesi, çarşı ve barları size hoş geldiniz der. Marmaris sahilinde yürüyüş yapmanızı tavsiye ederiz.
Görkemli doğa ve Patara kıyılarında seyir ederken açık denizin keyfini deneyimleyebilir, farklı küçük koylarda verilen yüzme molalarına ilaveten Kalkan ve büyüleyici bohem atmosferi ile küçük bir liman kenti Kaş’ı ziyaret edebilirsiniz.
Ayrıca, Antik Likya’da Theimussa olarak bilinen Üçağız Köyü ve antik Simena kalıntılarının bulunduğu Kaleköy görülmeye değer yerlerdendir.
Gökkaya Limanı’nda bulunan sadece tekne yolcularının gidebildiği Korsan Bar ve Korsan Mağara ise bu turun en keyifli durak yerleridir, aynı zamanda Akdeniz foklarının uğrak yerlerindendir.
“Dodecanese” 12 Adalar olarak adlandırılan, Ege Denizi’ndeki 12 büyük ve 150 küçük Yunan adasından oluşan bir grup ada zinciridir. Zengin tarihe sahip ve en küçük yerleşim yerlerinde bile onlarca Bizans kilisesi ve ortaçağ kaleleri mevcuttur.
Eski çağlarda bilim, sanat, kültür, sağlık ve eğitim merkezi olarak günümüze kadar uzanan Yunan Adaları’nın kuşkusuz en büyüleyici olanı Rodos’dur. Ilıman iklimi, harika plajı, antik kalıntıları ve Haçlı Seferleri döneminin anıtları ile ünlüdür. Rodos’u dolaşmak oldukça kolaydır.
Sömbeki (Symi), muhteşem limanı ve köyleri ile güzel bir adadır. Symi’de gözünüze ilk ziyafeti limana yakın, kumsalı ve berrak turkuaz suları ile çok huzurlu bir plaj olan Nos plajı verir. Çam ve meşe ormanları ve eşsiz koyları için Simi Adası’na tapabilirsiniz. Ayrıca sahildeki şirin kafeler ve restoranlar sizi lezzetleri ile büyüleyebilirler.
Kos Adası, Hipokrat’ın doğum yeri olarak bilinen Asclepion, 12 adadan (Dodecanese adaları) ikinci büyük adası, çok ılımlı bir iklime ve verimli topraklara sahiptir. Ada 560 yıllık bir ağaca, 211 yıllık bir çeşmeye ve 290 km uzunluğunda bir plaja ev sahipliği yapıyor. Kos Limanı’na çok yakın olan Lambi Plajı’nda yüzebilir, barlarla dolu olan Nafklirou sokaklarında kalabalık, renkli hayat dolu gecesinde kaybola bilirsiniz.
Leros, yüksek uçurumları olan, dağlık, yeşil bir adadır. Birçok küçük koy ve köyü ile Xerakampos’ta yüzme molasından sonra, doğusunda bulunan Lakki Limanı’na veya Agia Marina Limanı’na demirliyoruz. Leros’un ana şehri Platanos’un dik merdivenleri, dar sokakları ve çiçek bahçelerini ziyaret etmelisiniz. Platanos’dan, Leros Kalesi’ne 300 basamak ile tırmanabilir, veya bir bisiklet kiralayıp adayı keşfedebilirsiniz.
Patmos büyük bir ada olmasa da, en iyi bilinen kutsal adalardan biridir. St. John’un İncili’nin son bölümlerinin yazıldığı vahiy aldığına inanılır ve “Ege’nin Kudüs’ü” olarak anılır.
Chora’nın dar sokaklarında bir akşam yürüyüşü yapabilirsiniz ve Kastelli tepesinden güneşin batışını izleyebilirsiniz. Kalan vaktinizi Skala’da alışveriş ve sahilde yürüyüş yaparak geçirebilirsiniz.
Lipsi Adası’nda kristal yeşil sularıyla Platis Giolos gibi güzel kumsalları vardır. Küçük doğal liman, sayısız taverna, kafeterya ve restoranları ve beyaz evleri ile adalar zincirinde en bakir, sakin balıkçı balıkçı adasıdır.
Kalimnos Adası’nın çevresindeki güzel koylarda yüzme molaları vereceğiz. Ada, yüzlerce yıldır sünger dalışlarıyla ünlüdür. Kalimnosluların tam olarak ne zaman sünger dalışına başladıkları tarih içinde bir gizdir. Ada çevresindeki Massouri, Mirties ve Vlyhadia gibi güzel plajlar vardır. Kaya tırmanış rotaları ve harikulade tırmanış alanlarıyla dünyaca ün salmıştır. Akdeniz’deki maceracılar için eksiksiz bir cennet diyebiliriz.
Antik Bozukkale kentinde (Loryma), surlarına ve 9 tapınağa dikdörtgen şeklinde uzanan bir kale bulunmaktadır. Bozukkale adı “çarpık kale” anlamına gelir ve kalenin bir tarafının eksik olması gerçeği ile bağlantılı olabilir.
İnanılmaz bir doğa, tepeye tırmandığınızda cennette miyim dedirten bir manzara, şnorkelle dalış için keyifli bir deniz sizi bekliyor. Datça Yarımadası’nda nem yoktur, bol miktarda oksijenli temiz hava vardır. Bu havayı solumak ve kristal sularda yüzmek ayrı bir haz verecektir.
Yunan tarihçi, coğrafyacı ve filozof Strabon’ un dediği gibi “Tanrı, yarattığı kulunun uzun ömürlü olmasını isterse Datça Yarımadası’na bırakır.”
Bencik Koyu, çok dar girişi olan eşi benzeri olmayan bir manzaraya sahiptir. Yarımadanın en dar kesiminde yer alan Bencik’in, bir tarafı Hisarönü, diğer tarafı Gökova Körfezidir. Seabob ile bu koyun farklılığını keşfedebilir, şefinizin yemekleri ile farklı körfezleri yaşayabilirsiniz.
Hisar önü Körfezi’nin kalbine doğru seyir alıyoruz. Orhaniye Körfezi’nde, Kızkumu adı verilen doğal bir gelgit formasyonunun eşsiz manzarası bizi karşılıyor. Körfez’de bulunan küçük bir ada antik bir şehrin işaretini taşıyor, dayanamayıp suya girerek denizin ortasında yürüyüş yapacaksınız.
Efsaneye göre Bybassos Kralı’nın kızı güzel Prenses, korsanlardan kaçmak üzere burada denize doğru gider. Yüzme bilmediğinden dolayı da eteğine kum doldurur ve karşı kıyıya ulaşmak için denize serperek ilerler, bu hikâyeye dayanarak bölgeye Kızkumu ismi verilmiştir.
Bir manzara bu kadar mı güzel olur, Tablo gibi işte. Dirsek bükü adlı koydayız. Şnorkel ve paletleri giyip derhal bu serin, berrak suya atlayabilir ya da teknelerin süzülüşünü atıştırmalıklar eşliğinde izleyebilir, kuşların cıvıltısını dinleyebilirsiniz.
Bozburun, Bülent Ortaçgil’in ‘Bozburun’ şarkısında anlattığı gibi; “En küçük bir ses bile sanki gök gürültüsü, içim kıpır kıpır deniz kıpırtısız. Sessiz, naif ve bozulmamış doğa, kekik ve limon kokulu mavi Bozburun. Sakin bir gölü andıran, balıkçı motoru sesiyle uyanır, onu izler, onu yaşar ve dinlersiniz.”
Size özel mavi yolculuğunuzu planlayabilmemiz için aşağıdaki formu doldurarak bizimle iletişime geçebilirsiniz.
Her detayıyla sizleri şımartmak için tasarladığımız teknelerimiz de, mavi suların üzerinde yaşayacağınız her “an” hayatınızın sonuna kadar unutamayacağınız bir deneyime dönüşecek…